
İnadına vatan pusulası sözlerini elden bırakmayan
Ülkenin ateş rotasına çekildiği saatlerde susmayan
Yeşilçam Yıldızlığına sayfalar yazmakla kalmayan
Uykusuz kaldığı günlerin onurunu
O fırında son ekmek kalana kadar alınteri döken
Yaşam sahnesinde öğretisini hayat aşkına katan
Salgın günlerinin umutsuzluğun dağıtan
En yürekli konuşmaları
Bitmeyen direnç sözlerini dinledik ondan ki
Memleket sevdası ile yan yana ördüğü
İnsanlık ailesinin dağlarına çıkan yüreğini
Hep göstermez mi?
O film sahnelerinin setlerinde
Hangi derslerin verildiğini
O yazılan senaryoların içinde
Işık insanı nasıl olunacağını göstermişti.
Cüneyt Arkın kitabına baksak
Eksik kalan tarih gerçeğinde
Bizi davet ettiği zaman tünelinde
Gülen gökyüzü alnını
Düşünen yeryüzü düşelerini
Deryasında anlatmaya çağırır.

Acımasız yılların altında kalmadan
Cüneyt Arkın olmanın hakkını veren
Bu dünya yıldızımın
Ömür güneşinde akan sonsuzluk sahneleri
Herkese ümit saatleri yaşattı.

Her davanın ve her kavganın rolündeki aynayı
Her setin içerden seslerini o kazıdı sanatında
Biliyordu hayat katarının esrarını
Bilinsin istiyordu o yüzden.
Bir gün açıklama yaptı;
“Ülkemin insanlarına doyamadım” diye
Herkes şaşkınlıkla izledi.
Önce anlaşılmadı ki
O anlatırken gözyaşları içinde
Anlatıp duruyordu!
Cüneyt Arkın olmak kolay mı?
Bazen bir tarihi karakter
Bazen bir baba
Bazen bir vatandaş rıza
Bazen memleketin askeri
Bazen hayat kurtaran doktor
Bazen çocukların en yakın arkadaşı
Bu bitmek bilmeyen sahnelerin sofrasına
En güzel renklerin gülüşü kadar
En derin anlamları katan raconu bırakıyordu.

Cüneyt Arkın ne kazandı?
Evet, bazı ucuz şöhretlerin sözleri gelir aklıma
Ve onların hiçbir değeri olmamıştır.
Ya da kendilerini kandıran ego içinde nefes alırlar.
Cüneyt Arkın tarihi;
Ülkemizin sineması varsa onunla var demektir.
Karşılıksız birçok usta gibi
Türkiye Sineması’nın feneri olmayı başaranlardandır.
Bu harcın içinde
Her film için yürek koymak kadar
Hayatını o film için vermek,emek yaratıcılığını sunmak vardır.
Eskişehir’in kalbinden
İnsanlığın kalbine mutluluk dağıtmak
Yurdun canına can katmak bir mucize değil mi?
Ne güzel ki
Onun yaşadığı şu yüz yılın saatlerinde
O da bizimle şu günlerin girdabında
Bizlere insanlık aşkının deneylerini ve serüvenini anlatıyor ki
Türkiye Cumhuriyeti deha sanatçılar yetiştirdiği kadar
Yiğit ve Onurlu sanatçılar cenneti;
Muhsin Ertuğrul,
Metin Erksan,
Halit Refiğ,
Natuk Baytan,
Süreyya Duru,
Türker İnanoğlu,
Yılmaz Atadeniz,
Ülkü Erakalın,
Memduh Ün,
Şerif Gören,
Melih Gülgen,
Duygu Sağıroğlu,
Yavuz Özkan,
Onların yarattığı ve yaşattığı sahnelerde
Türkiye Sinema sanatı ve yaratıcılarının alınteri ışığıyla
Cüneyt Arkın’ın yaşatan efsanesini yazmakla bitmez
Ancak;
Onun geçmişten geleceğe bıraktığı sanat eserleri
Bugünlerde bir okul sınıfları açmaya devam ediyor.
Halkın içinden ve Halkın kültüründen doğan yıldız
Hakkını verdiği bir dünyayı böyle şahlandırır.
